23 Eylül 2008 Salı

Ligarba için yollara düştük


  Anlamam ben tabi, “ligarba” dedikleri nedir ne değildir. Çocukluğum, onlar gibi buralarda geçmemişti hem zaten bizim bölgemizde ne anlama geldiğini bilmediğimiz daha bir çok kelimeler vardır. Sadece ligarba değildi. Ligarba’yı da ben belki gördüğüm ama adını da duyduğum halde unuttuğum bir bitki türüdür. 

 
Ankara’dan şükür gelmiş, Evner’in teyzesinin oğlu. 4 tane kızı var, kızları ondan hem ligarbanın meyvesini ve hem de yapraklarını istemişler.O, kızlarını çok seviyor ve  Eli mahküm, ligarba toplamak için can atıyor. Seymen de akrabamız ama ayakları kesik. Protez takılmış ayakları ile yürüyor ama o kadar. O, biz ligarba toplarken arabada kalacak, ligarba toplayıcısı yardımcılığı yapacak kısaca.

 
Enver’e Telefon açtım, bir akşam önce onlarda planlamıştık. Yarın ne yaparız derken ki anlaşmamız da bir yayla olabilirdi tam kesin olmamakla birlikte. Hem o akşamdı, Enver’in beş yaşındaki oğlu Hüseyin’in hikayesi, dedesiyle camiye gidip, teravih namazını kılmasını;

 
 “baba var ya ben dedemle camiye gittim ya dün akşam da. işte o zaman ömrümün en uzun namazını kıldım var ya ” anlatmıştı.
 
Bunu dinlerken baya gülmüştük Hüseyin’in ömründeki en uzun namaz kılışına. Nerden bilsin çocuk, ona kimse bildiği namazın dışında bir namaz kılınacağını söylememişti ki, en fazla on üç rekattı belki de bildiği namaz ama sadece yirmi rekatlık teravih namazının o namaza ekleneceğini nerden bilebilirdi ki! 
Telefonlaştık ve Enver, Şükür ve Seymen’le geldi beni de aldı, çağlayan’dan vurduk yayla yoluna yukarıya doğru, doğal yabani ligarba bulmaya, rastgelirse, bulabilirsek tabi. Hiç birimiz de “şurada vardır” diye bildiğimizden değil işte, “vardır belki” diye.Onlar da benim gibi ilk kez gidiyoruz bu yoldan hatta bir ara yolu şaşırdık ve vatandaşlardan “yayla yolu neresi” diye yardım da aldık. Ligarba için koyulmuştuk yolara
Yayla yolu bu neyle ne zaman nerde nasıl karşılaşacağınız hiç belli olmaz. Hele işlek bir yol değilse zaten şansınıza artık. Hava yer yer açıyor yer yer kapanıyor. Bulutlar, üzerimiz de dolanıyor. Nitekim zaman zaman yoğun sise girdiğimiz de oluyor. Yer yer çamura battığımız da tabi. Aracın zorlandığı ve manevralar yaptığı yerlerde yeni yol ............haberin devamı için tıklayın