İyidere üzerinden bir asma ahşap köprü ile karşıya geçiyorsunuz. Orada
Bakkal, kahvehane ve kendin pişir kendin ye tarzı bir lokanta var. Ama
orası, aslında Şimşirli köyünün patika yolunun ilk ayağı. Köyden yaya olarak
ilçeye gitmek isteyen veya ile gitmek isteyenlerin köyden inişteki ilk
durakları yani.
Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı Şimşirli köyünden söz ediyorum.
Anlamışsınızdır sanırım. Haber tarzı anlatırsınız olayı, birileri görsün ve
bir şeyler yapsın istersiniz ama bizim ki o türden bir haber de değil. Daha
çok, dinlenilmesi gereken yerler vardır, hani insanlarda iz bırakmayı
başaran. İlçenin adını verince hemen aklınızdan geçirebileceğiniz türden
yerler. İkizdere’nin hani bir köyü vardı belki hatırlarsınız Avrupa Birliği
Fonlarından köylerine 350 bin avro hibe çıkmıştı da onu “bunun altında
başka bir iş vardır” diyerek geri çeviren ve istemeyen köylülerin köyü
burası. Hani girişindeki levhada “avcı ve seyyar satıcı giremez” yazılan
köy.
.jpg)
İkizdere’nin Ilıca köyündeki kaplıcaya giderken sık sık uğradığım bir yer
vardı bu köyde. Köylülerin belki hala farkında olmadıkları ve kıymetini
bilemedikleri bir yer. Mutlaka kadir ve kıymetini bilenler vardır ama ben
yeterince değerlendirilemediği anlamında söylüyorum bunu. Düşünün kocaman
bir kayanın içinden doğal maden suyunun aktığı bir dere yatağını. Bir yanda
tertemiz akarsu diğer yanda tertemiz ve kocaman kayayı delerek onun içinden
akan bir doğal mineral su. Burada piknikte yaparsınız, çocuklarınızla
rahatlıkla bir güzel gün geçirebilirsiniz. Şehir yorgunluğunu atar, bir
güzel dinlenebilirsiniz. Bulunmaz bir adeta saklı sayfiye yeri............haberin
devamı için tıklayın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ilginiz için teşekkürler