3 Ekim 2011 Pazartesi

İshakpaşa sarayı'ndan Ağrı dağı görünür mü?


  Aklımdadır hep, bizim Doğu veya Güneydoğu Anadolu bölgelerine neden kimse gitmez. Gezi sitelerine baksanız Türkiye dendiğinde hep ya Akdeniz veya Ege veya Marmara Bölgesi’nden ufacık bir dükkan, halıcı veya boncukcuyu yazarlarda bir türlü diğer bölgelere gitmezler. Güya gezicidirler ama Alanya’nın plajı, Çeşme’nin geceleri, Bodrum’un Halikarnas’ı, Fethiye’nin ölüdeniz’i, Antalya’nın kurşunlu, didem ve Manavgat  şelaleri..onlara inat bende  İkinci kez gidiyorum Ağrı, Doğubeyazıt’taki İshakpaşa sarayına. Öyle ya  Dünya’daki ilk merkezi ısıtma sistemine sahip, Selçuklu, Gürcü, Ermeni, İran, Türkistan ve Osmanlı mimarı tarzını yansıtan mozaik bir eser İshak Paşa sarayı.
 Bir önceki gezimiz 2001 yılındaydı ve yolu yapılmamıştı, o nedenle aracımızı sarayın altlarında bir yerde bırakıp, yürüme çıkmıştık. Henüz restorasyonu yapılmamıştı, kapıları açıktı o nedenle de zindanlarına kadar inmiş, gezebilmiştik. İkinci gidişimizde hem yolu vardı ve hem de yol kenarlarında artık restoranları ve dinlenme yerleri de oluşmuş bir turizm merkezi görünümüne kavuşmuştu. Hem zaten gidilebilir olmasının rahatlığı, artık önerilebilecek yer olması anlamına da geliyordu. Şimdi den hem de gözüm kapalı olarak, kesinlikle ölmeden görülmesi gereken yerlerden biri diyebileceğim kadar şiddetle hatta Rizelilerin ifadesi ile haain (şiddetli) önerebileceğim bir yer hem Doğubeyazıt ve hem de tabiî ki İshakpaşa sarayı ve çevresi. Bir yanda Ağrı dağı, bir yanda İshakpaşa sarayı bir yanda da Kürt ulusal destanı "Mem û Zin"’in yazarı Şeyh ,alim, şair Ahmed-i hani ya da  Ehmed Xani (1651- 1707)  Türbesi..

 
Ta Milattan önce 800’lü yıllarda Urartu döneminden yerleşime açık olan Doğubeyazıt aslında İshakpaşa sarayının olduğu bölgedeymiş ama yıkılmış, yakılmış derken şimdi sadece o saraya 5 kilometre  mesafede kalmış, sanki 5 bin 137 metrelik zirve...................haberin devamını okumak için

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilginiz için teşekkürler