15 Eylül 2011 Perşembe

Hapsiyaş köprüsü'nden Uzungöl'e


        -Bir hayli zaman olmuştu Uzungöl’e yaz mevsiminde gitmeyeli..önceleri fırsat bulup gidiyorduk ama tabi gitmekten sayılırsa..bizimkisi iş icabı olunca, takipler nedeniyle gittiklerimizi ben gitmekten saymam. Hem zaten tüm görevliler bilir bunu, belli bir görevdeyken gidilmiş yerlere “gittim” denilecek gidişler olmaz onlar. Benimkisi de o hesaptı. Aslında bunu Rahmetli Adnan Kahveci,  eşi ve çocukları ile Uzungöl’de söylemişti.  Bana “işin yoksa, Sumela Manastırı’na birlikte çıkalım, bakanken gitmiştim ama o gidişler bana hiç gitmişlik hissi vermez, vermedi de zaten. Gidelim” gitmiştik.  O zaman bu zamandır düşünürüm ve o zamana kadar  görevli gittiğim bir çok yere gitmediğimi o zaman anlamıştım!Dokuz günlük Ramazan bayramını fırsata dönüştürüp, uzungöl’e çıkanlar öylesine çoktu ki, hani tabirimi mazur görün ama uzungöl doldu taştı tabiri abartı sayılmazdı. Son yıllarda daha çok arap turistlerin varlığından söz ediliyordu, bende merak ediyordum aslında var mı o söylenen kadar. Fakat yoktu, Araplar değil ama yerli turistlerden ben ya Arap göremedim ya da söylenenler abartıydı. Uzungöl, artık eskisi gibi değildi. Bir başka yazımda da söylemiştim, “Karadenizi önce biz gezelim” diye, o “biz” den kastım, Karadeniz insanıydı. Şimdi artık Uzungöl bile bize yabancı oluvermişti. o eski  uzungöl’in Uzungöl olduğu yıllardaki tenhalığın yerini, aşırı araç yığını ve dolayısıyla tıpkı o şehirlerdeki gürültü almıştı. Araçların birbirine yol vermesi bile sorun artık uzungöl’de.
Uzungöl, görmeyenler için gidilmesi gereken bir yer tabi. Fotoğraflarını hayal ederek büyüyenlerden tutun,  fotoğraflarını görünce, “ne mutlu size cennettesiniz” diye iç geçirenlere, gidip de doğasına, manzarasına doymayanların anlatımlarına imrenenlere  kadar hemen herkesi  büyüleyen  uzungöl’e çıkarken, Solaklı vadisinde hemen herkesin dikkatini çeken  Hapsiyaş Köprüsü’nde(Kiremitli köprü) fotoğraf çekmek için duruyoruz. Bu köprü,  ilk olarak 1935 yılında yapılmış ve bir başka örneği de bulunmadığı için 1996 yılında da “Anıtsal eser” olarak te
..........haberin devamı için tıklayın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilginiz için teşekkürler