15 Eylül 2011 Perşembe

kimse opmesun damadı, gelin kizayi


  Yaz mevsimleri genelde düğün sezonunun da başladığı bir mevsim. Okulların tatile girmesi ve gurbetteki yakınlarında iştiraklerinin sağlanması amacıyla genelde tatil dönemine denk getirilen düğünler, yaz mevsiminin de geleneksel etkinlikleri haline gelir oldu. Tabi eski köy düğünleri değil de artık salon düğünleri ağırlıklı olunca ister istemez bugünün düğünleri, geçmiş dönemlerdeki düğünler kadar insanlarda kalıcı ve hatırlanacak iz bırakmayabiliyor. Salonlar farklı olsa da artık hep belli Ritüellerden öte geçilemiyor. Eski dönemler de düğünlere davet götürüldüğünde, “horon var mı?, horon varsa gelirim” denir öylece söz alınırdı ama şimdi, kuru davetiyelerle yapılıyor çağrılar. 
 
Düğün sahibinin kişiliğine göre ya da yaşam tarzına göre şekillenen düğünlerde kimi zaman her hangi bir çalgı ve oyun olmazken, kimilerin de her türlü çalgı olabiliyor. Kimileri düğünü dini usulleri esas alarak  salonlarda mevlüt veya Kur’an-ı kerim okutarak yaparken, kimileri de sade bir proğramla sadece düğün salonunun organizasyonlarına uyuyor. Kimi yörelerde de düğün sahibinin arkadaş çevresinin istek ve taleplerine göre şekilleniyor düğünler. Artık düğün sezonu açıldığına göre davetlere de gitmeye insan kendi zamanını ayarlamakta güçlük çekebiliyor. Ben fırsatını bulabildiğim bir Akçaabat düğününde gördüklerimi paylaşayım istedim.

 
Havai fişekler atılınca düğün salonunu bilmeyenler ya da yeni gelenler, uzaktan da olsa anlayabiliyor düğün yerini.. Bir asma köprü ile geçiliyor düğünün yapıldığı Düzköy yolu üzerindeki  Kalıntaş tesislerine..Büyükçe bir bahçesi ve d.......................haberin devamını okumak için tıklayın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilginiz için teşekkürler