15 Eylül 2011 Perşembe

Karadeniz Bölgesi’nin hazin öyküsü


  Dışarıdan bakıldığında “harika” bir yerdir Karadeniz Bölgesi…Öyledir de aslında.. Yeşilin 40 tonunu görmeniz mümkündür çünkü.. Gürül gürül akan derelerinin çevresine saçtığı hayat, bir başka bölgelerde çok sıkça görülemeyecek manzaraları da oluşturur.. Fotoğraflara bakıldığında her an “ahh” çekersiniz, “ne güzel bir yer, ne müthiş bir doğa” diye iç geçirirsiniz.. Elbette haklısınızdır, bu tarz bakışınızda ama.. işte aması var.. Karadeniz Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi’nden sonra en fazla göç veren bir bölgedir. Yani; Bu müthiş manzaralar, bu müthiş Doğal güzellikler “karın doyurmuyor”..karınlar doymayınca da “göç” etmekten başka çaresi kalmıyor bölge insanının..belki daha iyi yaşam hayalleri, binlerce insanı söktü aldı doğduğu topraklardan.. Evet, “insan doğduğu değil doyduğu yere gider” de yaşam, sadece “doymak”la mı sınırlıdır?!
 

 
Gelin Karadeniz bölgesine, ama gürültüsüz, habersiz, sessizce bir gezin bakalım.. o hayal dünyanızda oluşan veya oluşturduğunuz aynı duyguları yakalayabilecek mi siniz?.. Kapısı, bacası  kilitli, penceleri kapalı, duvarları yıkılmış, çatıları çökmüş, kiremitleri yosun bağlamış Karadeniz evlerini gördükten sonra..kimi inşaatı yarım kalmış, kimi zaten ufacık olan ahşap evinin veya dükkanının kilidini vurmuş, sönmüş ocaklar az değildir Karadeniz bölgesinde..Evet.........................haberin tamamını okumak için tıklayın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ilginiz için teşekkürler